12 Nisan 2019 Cuma

DYATLOV GEÇİDİ OLAYI: ÇÖZÜLEMEYEN GİZEM


Ekip üyelerinin bir köyde konaklaması.

Dyatlov Geiçidi olayı Ural Teknik Üniversitesi öğrencilerinin Ural Dağlarında gizemli şekilde hayatlarını kaybetmelerinin  hikayesidir. 2 Şubat 1959 tarihinde 9 Rus dağcıdan geriye soğuktan  kaskatı olmuş bedenleri, kafatası kırılmış bir dağcı, birinin dili koparılmış ve hiçbir darp izi olmamasına rağmen kaburga kemikleri ve kafatası kırılmış dağcı kalmıştır.


Ekip lideri ve Üniversitenin 5. sınıf öğrencisi İgor Dyatlov oldukça deneyimli bir dağcıydı.

On kişiden oluşan Rus kayakçı-dağcı ekibi Kuzey Ural Dağları’nın Otorten mevkinde iki haftalık bir kayak ve kızak gezisi yapmaya karar vermişlerdir. On dağcıdan oluşan ekipte iki de kadın dağcı vardır. Ekiptekiler dha önce de zorlu etkinliklere katılmış kişilerden oluşuyordu.Dağcı grubu, tırmanışa hazırlanmak için 25 Ocak 1959 tarihinde Ivdel’e varmışlardır. Buradan ise, otobüs ile Vizhai’ye devam etmişlerdir. Ekibin üyelerinden Yuri Yudin, Vizhai’de ayağını burkarak yolculuğunu sonlandırmış devam edememiştir. Dokuz kişi kalmışlardır. Bu tuhaf tesadüf ileride onun için aslında bir şans olmuştur çünkü yolculuğa devam eden dokuz Rus dağcı, son olarak 27 Ocak günü görülmüşlerdir.

Ayakları ağrıyan Yuri Yudin arkadaşlarıyla vedalaşırken. Bir tek o hayatta kaldı,gitmediği için.

Gezi planına göre grup Vizhai kasabasına geri döndükten sonra liderleri Dyatlov hemen bağlı oldukları spor kulübüne telgraf çekecekti. 12 şubat günü kararlaştırıldığı gibi telgraf gelmediğinde kimse bir tepki vermedi. Bu tür zorlu gezilerde gecikmeler neredeyse her zaman olurdu ve gecikme olduğu düşünülerek ilk etap durum önemsenmemişti. Birkaç gün sonra bir şeylerin ters gitmiş olabileceği ihtimali düşünülmeye başlandı.

Ekip üyelerinin gezi sırasında çektikleri resimlerden.


Yolda çekilmiş resimleri.

12 Şubat’ta en yakın şehre haber vermeleri gereken dağcılardan haber alınamaması üzerine arama kurtarma çalışmaları yapılmış ve ilk olarak olaydan 24 gün sonra, yani 26 Şubat günü dağcıların çadırı bulunmuştu. Yapılan incelemede, kayakçıların olay gecesi bilinmeyen bir nedenden dolayı çadırlarını içeriden yırtarak eksi 22 derece soğukta ve ağır kar yağışında yalın ayak çadırı terk ettikleri saptanmıştı. İlerleyen günlerde bulunan cesetlerden ikisinin üzerinde sadece iç çamaşırları olduğu halde kaçtığı, dağcıların hiç birinin botlarını giymedikleri anlaşıldı.


İçeriden hızlıca kesilerek açılmış çadırda malzemeleri, montları, botları, çorapları olduğu gibi duruyordu.

iki kişinin cesedi 1 buçuk kilometre ötede iç çamaşırlarıyla, Dyatlov'un cesedi 300 metre ötede, bir diğer dağcı 330 metre ötede yalınayak bulunmuştu. 180 metre uzaklıkta da bir başka dağcının cesedi vardı. Grubun geri kalanının cesedi kar eridiğinde ortaya çıkarılabilmişti. Bulunan cesetlerden ikisinin kafatasında; diğer iki tanesinin ise kaburgalarında kırıklar bulunmuş olmasına rağmen yapılan incelemelerde hiçbir darbeye ya da şiddete maruz kalmadıkları tespit edildi. Dağcı-kayakçılar arasında yer alan Lyudmila Alexandrovna Dubinina'nın ise dilinin, gözlerinin ve dudaklarının olmadığı ortaya çıktı. Ancak olayın bir diğer ilginç yanı ise, olay yerinde dağcılardan başka kimsenin ayak izine rastlanmamasıydı.

İgor Dyatlov

Ayağında sadece çorap ve üzeride pijaması.

Çıplak ayaklarla sıfırın altında 22 derecede kaçmaya çalışırken ölmüşler.

Üzerlerinde ince kıyafetleriyle gözleri görmeden ölmüşlerdir. Arazideki davranışlarından bazılarının kör olduğu tahmin edilmektedir.

İki kişi dere kenarında bulundu.

Kızlardan biri.

Kar altındaki bir beden.

Olayın yaşandığı coğrafi bölge.

Bu haritada çadırın bulunduğu yerden cenazelerin bulunduğu yere kadar,  hayatını kaybeden kişiler,aldıkları yaralar ,kaçış yolu  ve bölgedeki yükseklikler gösterilmiştir.

Cenaze töreni.

Onlar için yapılan anıt.

Ölümleri ardından ortaya birçok teori atıldı. Hiçbir teoriye ait kanıt bulunamadı. Bu olay bir gizem olarak kaldı. O gece orada ne olduğunu gören herkes öldüğünden kimse hiçbir zaman orada ne olduğunu bilemeyecek. 
Onlar beraber gittiler, beraber gördüler yine beraberce öldüler. Onlar o kadar kokutan şey neydi? Bu hiçbir zaman bilinmeyecektir. 
Bu olayla ilgili ne kadar film çekilse de, ne kadar kitap yazılsa da ne kadar araştırılsa da hep bir sır olarak kalacaktır.
Onların anısına bölgeye adı ekip lideri Dyatlov'un adı verildi ve ''Dyatlov Geçidi'' olarak kaldı. Halkın gözünde ise orası ''Şeytan Geçidi''dir.

Bu olayla ilgili çekilen bir filmin afişi.

                                                                  Bedrettin DEMİRTAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder