9 Nisan 2019 Salı

EVRENDE YALNIZ MIYIZ?




Bu soru her zaman sorulmuştur. Özellikle Dünya’nın evrenin merkezi olmadığı ispatlanınca daha fazla sorulur olmuştur. İlk çağlardan, bilimin ve teknolojinin gelişmeye başladığı çağa kadar; Dünya'nın evrenin merkezi olduğu düşüncesi her yere hakimdi. Daha 250 yıl öncesine kadar bu görüş savunuluyordu. Teleskopların icadı ve geliştirilmesiyle beraber aslında bunun öyle olmadığı görüldü. Bırakın Dünya’nın evrenin merkezi olduğunu Güneş Sistemi’nin, hatta 50 milyar yıldızdan oluşan Samanyolu galaksisinin, hatta ve hatta Samanyolu galaksisinin içinde bulunduğu Yerel Küme galaksilerinin bile evrenin merkezi olmadığı ortaya çıktı. Bugün biliyoruz ki evrende yaklaşık 8 trilyon galaksi bulunmaktadır. Her galaksinin milyarlarca yıldızdan oluştuğunu ve birçok yıldızın da kendi gezegenleri olduğunu düşünürsek Dünya’mız evrende bir toz zerresi kadar bile değil. Güneş Sistemimiz hatta milyarlarca yıldızdan oluşan Samanyolu galaksimiz bile evrenin büyüklüğünün yanında bir toz zerresi kadar kalıyor. Gerçek şu ki beynimizle tüm evreni anlayabilsek bile, evrenin büyüklüğü karşısında bizim büyüklüğümüz yok. Hem de hiç yok. Peki bu muazzam büyüklük içerisinde evrenin başka yerlerinde yaşam var mı? Varsa bize benziyor mu? Bizimle iletişime geçebilirler mi? Gibi sorulara yanıt arayacağız.


NASA' ya bağlı Kepler uydusuyla tespit edilen Dünya gibi uygun sıcaklık ve benzer özellikler taşıyan gezegenlerden bazıları.


Dünya dışı yaşam arayışı son 70 yıldır çok üzerinde durulan, para ve emek harcanan bir konu olmuştur. Olmaya da devam edecektir. Dünya dışı yaşamla ilgili çok sayıda teleskop bugün evreni taramaktadır. Birçok gezegen keşfedilmiştir. Dünya benzeri kayalık çok sayıda gezegen de keşfedilmiştir. Yalnız gezegen keşfetmek, yıldız ve galaksi keşfetmekten daha zordur. Yıldız ve galaksiler kendi enerjilerini ürettikleri için uzak mesafelerden teleskoplarla kolayca tespit edilebilmektedir. Fakat gezegenler kendi enerjilerini üretemediklerinden ve bir yıldıza bağlı olduklarından onları tespit etmek için faklı yöntemler kullanılmaktadır. Yani evrende bir gezegen keşfetmek karanlık bir çölde toplu iğne aramaktan daha zordur aslında. Buna rağmen bilimsel gücümüz bugün binlerce Dünya dışı gezegen keşfetmeyi başarmıştır.
Yaşam konusuna gelirsek, bu büyüklük içerisinde bir yerlerde yaşam olma olasılığı oldukça yüksektir. evrenimiz 13.8 milyar yaşında olduğuna göre, bu uzun yaşam süresinde evrenin birçok bölgesinde değişik yaşam formlarının ortaya çıkmış olması çok büyük bir olasılıktır. Aksini düşünmüyorum. Evrende Karbon elementinin fazla olması da bunu doğrulamaktadır. Elbette başka elementlerden de değişik yaşam formlarının oluşması ihtimali de vardır. Tüm bunları bugün ispat edecek güçte olmadığımızdan kesin olarak şöyledir diyemeyiz. Şunu biliyoruz ki evren çok büyüktür, yıldızlar arası mesafeler bizim kullandığımız mesafelere göre muazzam uzaklıklar olduğundan buralarda oluşacak canlı hayatın bize benzeme olasılığı da yok denecek kadar azdır. Yani evrende şu anda milyarlarca, belki de trilyonlarca gezegende değişik yaşamlar, canlılar, medeniyetler olabilir. Fakat bunların birbirine benzeme olasılığı çok düşüktür. Hatta birbirlerine gidebilme olasılıkları çok, çok daha düşüktür. Bu aynı yıldızda yer alan gezegenler için geçerli değildir. Dünya ve Jüpiter gibi düşünelim. Bu mesafeler gidilebilir. Ancak yıldızlararası mesafe çok uzaktır. Biz gece gökyüzüne baktığımızda yıldızlar birbirine yakın görünür, bu yanıltıcıdır. Örneğin Alfa Centauri C 'ye Proxima Centauri de denir, çünkü 4,22 ışık yılı uzaklığıyla Güneş Sistemi'ne en yakın yıldızdır. (Bir ışık yılı yaklaşık 9.500.000.000.000 kilometredir.) Bize en yakın yıldız bile bu kadar uzaksa siz düşünün yolculuğun nasıl olacağını.


Kepler uydusu tarafından keşfedilen bazı gezegen ve bağlı olduğu yıldız ile Dünya ve Güneş'inin  karşılaştırılması.

Kısacası evrende yalnız olma ihtimalimiz bana göre yoktur. Fakat bilim ve teknolojimiz bunu henüz keşfedemedi. Şunu biliyoruz ki her an keşfedilebilir.


Spitzer teleskobuyla çekilmiş Helix bulutsusu. Güneş'e büyüklük ve yapı açısından benzeyen bu yıldız aslında Güneş'i nasıl bir sonun beklediğini göstermektedir. Dış katmanlarını büyük bir patlamayla dışarıya savurmuş ve merkezde yıldızın çekirdeği ''beyaz cüce'' kalmıştır.



Mars'taki Dingo Geçidi. Dünya'ya ne kadar da benziyor.



                                                                  Bedrettin DEMİRTAŞ             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder